Değerli okuyucular,
Karşılaşmaların doğuracağı zihinsel zenginlikler ve yaşam deneyimleri için çıktığımız bu yola yeni sayımızla birlikte bir köşe taşı daha koymanın heyecanı içindeyiz. Verdiğimiz kısa bir aradan sonra birbirinden ufuk açıcı incelemelerle, öykülerle ve şiirlerle yeniden karşınızda olmanın sevincini yaşıyoruz.
Bu sayımızda da sinema ile öykünün, dil ile şiirin, roman ile anlatıcısının karşılaşmalarına ışık tutan ve bakış atan yazılarla içinde bulunduğumuz yolculuğumuza tanıklık edeceksiniz. Bir şiirin sezdirdikleri, bir yaşam deneyiminin bıraktığı izler, bir filmin uyandırdığı izlenimler ve öznenin dünyasını kurmakla kalmayıp sürekli orada işleyerek yeni yaşantılar üreten dilin kendisi başlıca ele alınan konuları oluşturmakta. Bir yandan da öznenin içsel yolculuğunun anlamını kavrayabilmek ve izini sürebilmek üzere yaratılan kuramlar, oluşturulan anlam çerçeveleri de pek çok yazının zemininde bulunmakta. Şeklin zemine düşürdüğü gölge ve zeminin şeklin formu üzerindeki etkisi, öznenin bakışı ve nesnesi ile; dil ile, sinema ile, öykü ile ve deneyim ile kurduğu ilişkide filizleniyor. Anlamı kuran bakış ve dil, öznenin tohumu toprağa bırakması iken topraktan filizlenen tohumun erişeceği, oluşturacağı içerik, okuyucunun kuracağı bağlantılarda, bakışında saklı.
Dünyadaki varlığında ve zihnindeki dünyada yeni karşılaşmalarla birlikte sürekli yeni oluşlar yaratmaya muktedir olan insanın bir anlam bulma ve/ya anlam oluşturma çabasına somut bir varlıkla eşlik eden bir yaratı olarak Karşılaşmalar’ın yeni sayısı ile karşınızdayız.
Keyifli okumalar dileriz.