Açıklama
‘’ Bu güne dek epeyce siyasi anı kitabı okudum. Bir kadının siyasi anılarını okurken farklı bir heyecan duydum… Bizim kuşaktan biri olduğu için, onun yaşamında yolculuğa çıktım… Ege’nin efe yürekli bu kadını, kendi penceresinden siyasi yaşam anılarını yazarken suya sabuna, zülfü yâre de dokunmuş. Oğlu Çınar’ın annesine yazdığı mektup yüreğime öyle bir dokundu ki, anlatamam!.. Hatice Tatlı’nın Türkiye’nin siyasi yaşamıyla ilgili anılarını topladığı ’50 Yılın Sancısı’ kitabını okuyun, izi kalacaktır…’’
Yaşar Seyman
“ Hatice Tatlı ile , deyim yerinde ise , yarı zamanlı bir dostluğumuz var .
Yani sık görüşmüyoruz , ara sıra karşılaşıyoruz , hatta ara sıra rastlaşıyoruz da diyebilirim . Ama birbirimizi görmekten memnun oluyoruz , sanki kısa bir süre önce yarıda bıraktığımız bir sohbeti tamamlıyormuşuz gibi hemen konuşmaya koyuluyoruz.
Çoğu kez de , doğal olarak , siyaset konuşuyoruz .
Hatice’nin bu kitapta anlatılan yaşam öyküsü , Ege’de kadimden bu yana var olan mücadeleci , ilerici kadın siyasetçi geleceğinin özgün bir örneği . Anılar , ailesinin mali olanakları pek iyi olmayan bir kız çocuğunun sıkıntılarını ve beklentilerini denkleştirme çabaları ile başlıyor , süreç içinde yürekli , hırslı , çalışkan , başarılı , ve de solcu bir genç kız çıkıyor ortaya .
Anıların siyaset öncesi dönem bölümünde Hatice’nin ; bir yandan küçük oğlunu komşuya bırakarak Ankaradan İstanbuldaki ünlü 1 Mayıs Mitingine gidecek kadar militan , ama öte yandan da devlet okullarında verilen İngilizce eğitimi ile ilgili önemli saptamalarda bulunacak kadar gözlemci ve “Avlu Türü Sağlık Yerleşkesi” modeli diye adlandırdığı bir proje geliştirecek kadar mesleğine bağlı bir kamu çalışanı olduğunu görüyoruz .
Anıların siyaset bölümünde Hatice ; başarılı bir biçimde , zaman zaman bu günü , zaman zaman da , geriye dönüp , dünü anlatan , o arada insicamı bozmadan , siyasette yaşanan olayları yorumlayan bir söylem kullanmış . Hatice , doğal olarak , anılarında Türkiye siyasetinde hep özel bir yeri olan İzmir siyasetine ve siyasetçilerine yer veriyor .
Hatice’nin anılarını zevkle okudum . Ama nedense kitabın sonundaki
‘siyaseti bıraktım’ lafına pek inanmadım . Kitapta öğreniyoruz ki rahmetli eşi Hatice’ye
‘senin içindeki siyaset kurdunu çıkaramadım’ diye yakınırmış . Doğru bir saptama . Bence o kurt hala yerinde duruyor .
Murat Karayalçın
‘’Hatice Tatlı, sağlık kökenli bir siyaset emekçisi. Siyaset çalışan bir tarihçi olarak 20 yılı aşkın süredir tanıdığım, “abla” diye hitap ettiğim, dostum dediğim bir insan. Anılarının adı “50 Yılın Sancısı”, gerçekten de Hatice ablanın geçirdiği yıllar hem kendi hayatında hem de ülke açısından sancılı yıllar. Türkiye gibi bir ülkede çalışan bir anne olmak zor. Üstelik bir de parti emekçisi iseniz işiniz daha da zorlaşıyor. Heyecanını, partili kimliğini, devrimci mücadelesini hiç yitirmemiş bir parti emekçisinin hem anılarını okumaktan büyük keyif aldım ve hem de gurur duydum. Okuru bol olsun.’’
Prof. Hakkı Uyar